siberbilgi

Tam Versiyon: HİÇBİR ŞEY YAPMAMA SANATI!
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
HİÇBİR ŞEY YAPMAMA SANATI!


Geçen gün gazeteciliğe yeni başlamış bir meslektaşım, bir internet sitesinde yayınlanmak üzere benimle bir röportaj yaptı.

Onunla konuşurken ortaya çıktı ki benim hayattaki tek hobim tembellikmiş..

Böyle bir soru sordu: Hobileriniz neler?

Hemen aklıma gelenleri sıraladım: Kitap okurum, sinemaya giderim, müzik dinlerim..

Yanıt tatmin edici olmadı elbette.. Elimde bir kadeh şarapla, tembel tembel otururken neler yaptığımı sormuyordu..

Gerçek hobiler istiyordu.. Model uçak yaparım, çatının kiremitlerini aktarırım, çamurdan heykeller yaparım gibi..

Ama benim böyle bir hobim yok.. Zaten sabırsız kişiliğim böyle hobilerim olmasına da izin vermez ki.. Model uçak yapmaya başladım diyelim, yarım saat sonra uçağın uçmasını isterim, oturup üç hafta boyunca ince ince onu boyamakla, parçalarını bir araya getirmekle uğraşamam ki..

Ya da daha kötüsü olur.. O elimdeki şey bitene kadar başka hiçbir işle uğraşamam.. Uyuyamam, yemek yiyemem, insanlarla konuşamam, etrafta neler olup bittiğiyle ilgilenemem vs.. Hobim olacak derken, işini kaybetmiş bir asosyal yaratık olur çıkarım..

Boş gezen ile kalfası

Babamın beni böyle hobilere yöneltmek için evdeki her şeyi bozmama ses çıkarmaması hiçbir işe yaramadı anlayacağınız..

Benim hobim tembellik, bilmediğim bir yönümü, böylece bir röportaj sırasında öğrenmiş oldum.. Oysa kendimi çok çalışkan zannederdim hep!

Washingtona son gidişimde bir de kitap almışım kendime, bilinçaltının insanı dürtmesi bu olsa gerek..

Kitabın adı şu: The Art of Doing Nothing.. Hiçbir şey yapmama sanatı! Yazarı Veronique Vienne.. Kitapta Erica Lennartın çektiği fotoğraflar da yer alıyor..

Hiçbir şey yapmadan geçirilen zamanları bir tür meditasyona dönüştürebilmenin sırları anlatılıyor kitapta..
Boş boş otururken nasıl ıslık çalarsınız, nasıl nefes almalısınız, bir kanepede tembel tembel yatarken neler yapmalısınız, güneşin batışı nasıl seyredilir gibi..

Beklemek de yetenek ister!

Benim ilgimi en çok The Art of Waiting başlıklı bölüm çekti.. Bekleme sanatı!

Söz verdiğim saatte, söz verdiğim yerde olmak gibi, bizim ülkemiz için gereksiz bir çaba içinde olurum hep.. Ve bu yüzden hep beklerim.. Eşimin hazırlanmasını, kızımın telefon konuşmasını bitirmesini, yeğenimin yemeğe gitmeden beş dakika önce girdiği duştan çıkmasını, arkadaşlarımın saatleri olduğunu hatırlamalarını.. Ömrüm beklemekle nihayet bulacak şarkısı sanırım benim gibi insanlar için bestelenmiş..

Sakın saatine bakma

Şöyle öneriler var bu bölümde: Beklerken saatinize bakıp durmayın.. (Evet, gerçekten bakmayın, çünkü o zaman bir dakika denen sürenin aslında ne kadar uzun olduğu ortaya çıkıyor). Bunun yerine önerilen şey ıslıkla bir şarkı çalmanız.. Eğer ortam buna uygun değilse ayaklarınızla tempo tutarak içinizden bir şarkı da söyleyebilirmişsiniz..

Ama en iyisi sandalyenize sırtınızı iyice yapıştırıp, bacaklarınızı uzatmanızmış.. Eğer büyük bir salonda bekliyorsanız mumları, yerdeki karoları, perdedeki çiçekleri vs. saymanız, bulduğunuz sayıların karekökünü almanız ya da dördüncü kuvvetini hesaplamanız da öneriler arasında..

Ve en önemlisi de şu: İlginizi geleceğe verin.. İçinde olduğunuz zaman, zaten geçip gitmekte olan zamandır!,
[Resim: xIA4IMy.jpg]
MEHMET YILMAZ/ MİLLİYET