Skip to main content

Siber Bilgi M.

Yürüyerek Hacca Gitmek için Bosna'dan yola çıktı

Konu

#1
Yürüyerek Hacca Gitmek için Bosna'dan yola çıktı


10 Aralık'ta, yürüyerek hacca gitmek için Bosna'dan yola çıkan 47 yaşındaki Senad Hadzic, bu hafta İstanbul'daydı. Yarın yeniden yola çıkacak Hadzic'le hacca neden yürüyerek gittiğini ve yolda neler yaşadığını konuştuk.

2,5 ay önce, Bosna Banoviç'ten 47 yaşlarında bir adamın yürüyerek hacca gitmek için yola koyulduğu bilgisi yayılmıştı dü
nyaya. Bosna-Hersek medyası tarafından aktarılan bilgi, deli uydurması olarak algılandı ilk etapta. Akıl alır gibi değildi ne de olsa! Ama adamın kararlı olması ve kutsal mekâna varmak için sırtında koca bir çantayla yürümeye başlaması işin seyrini değiştirdi. Medya da başta olmak üzere herkes, dikkat kesilip Bosna'dan yola çıkan bu adama odaklandı.

Kimdi, neyin nesiydi? Neden uçak varken yürüyerek hacca gidiyordu? Amacı dikkat çekmek ya da rekor kırmak mıydı? Her şeyden önemlisi, gerçekten hedefe varabilecek miydi, yoksa Bosna dışına çıkmadan pes mi edecekti? Birbiri ardına sıralanan bu soruları cevabın dile geldi önce. Adı Senad, soyadı Hadzic'di. 47yaşındaydı. Ekonomi profesörüydü. Hiç evlenmemiş, çoluğa çocuğa karışmamıştı. Engelli kız kardeşi Enisa'yla birlikte 60 metrekarelik küçük bir dairede yaşıyordu. Dinine gönülden bağlıydı, bu yüzden yoldaydı...

İnsanlar hakkında bu bilgileri paylaşırken o; şehirleri, meydanları, caddeleri, otobanları, sokakları, dağları, ovaları, hayvanların meskeni ormanları, ıssız yolları aşarak sonunda Türkiye sınırına vardı. Gazetecilerin karşılamasıyla gümrükten geçti; geride bıraktığımız hafta İstanbul'a adımını attı. Hacca gitmek için çıktığı 6 bin kilometrelik yolun bin 600 kilometresini bitirmenin huzuru ve heyecanıyla hem de...

İşte şimdi insanların uçak, otomobil olmayan devirleri anlamadığı bu çağda, hacca yürüyerek giden Senad'ı, yakından tanımanın tam zamanı. Konakladığı otele gidiyor ve Senad'ı buluyoruz. İstanbul'daki Sancak Boşnaklarından spor muhabirimiz Ahmet Uykan'ın tercümanlığıyla, onu bu serüvene sürükleyen hikâyeyi bizzat kendi ağzından dinliyoruz.

Rüyamda harita gördüm

Her şey 2002'de, Müslüman olduğu için çalıştığı üniversiteden atılmasıyla başlıyor Senad için. O vakitler üzülse de bu duruma, şimdi çok seviniyor. Çünkü Senad, hacca gitme kararını işten çıkarıldığı sıralarda gördüğü bir rüya üzerine alıyor. Rüyayı kendisi anlatsın: "Haritanın üzerinde Bosna'dan Arabistan'a kadar olan yer kalın bir çizgi ile belirtilmiş. Ben de o çizginin üstündeyim." Senad, sonra aynı rüyayı 4 kez daha görüyor.

Param yoktu, o yüzden yürüyorum

Sonrası malum... Kâğıdı kalemi alıyor eline ve başlıyor rüyadaki haritayı çizmeye. Uzun süre düşününce, haritanın üzerindeki çizginin Bosna'dan başlayan bir hac yolu olduğuna karar veriyor. "Allah beni peygamber şehrine, huzuruna davet ediyor herhalde." diyerek hac vazifesini yapma kararı alıyor. Ancak hacca gidecek parası olmadığından bu planı sürüncemeye bırakıyor bırakmasına da, içindeki "Hadi hadi, geç olmadan yola çıkmalısın." sesini susturamıyor. "Uçakla gidemiyorsam eskiden olduğu gibi yürüyerek giderim." diyor ve hazırlıklara başlıyor. "Pasaportum vardı zaten. Harekete geçmeden, sadece geçeceğim ülkelerin gümrüklerine haber verdim 'Yürüyerek hac yolculuğuna çıkacağım.' diye. Arabistan çok şaşırdı. 'Sakın böyle bir şeye kalkma, yolda ölürsün.' diye haber yolladı. Ama ben aklıma koymuştum, engelli kardeşimi bile razı ettim." şeklinde süreci anlatıyor.

10 Aralık sonrası....

Ve yolculuk... Senad, 10 Aralık 2011'de hacca gitmek için yürümeye anne-babasının mezarından başlıyor. Cebinde sadece 500 Euro. Sırtında da 20 kiloluk bir çanta. Çantanın içinde Kur'an, seccade ve birkaç kıyafet dışında hiçbir şey yok. Yiyecek ve su bile... İnternet de kullanmıyor. Bir tek telefonu var. Onu da kardeşi ile sürekli irtibat halinde olmak için almış yanına.

Bosna'dan İstanbul'a kadar olan yolculuğu ise şöyle: Senad, her gittiği bölgeye göre harita taşımış yanında. Yön tayinini, bu haritalar ve kolundaki pusulalı saate göre ayarlamış. 2012 Ekim ayında Mekke'de olabilmek için günlük muhakkak 30 ile 60 km arası yürümüş. Geceleri 3 saatin dışında hiç uyumamış. Yemek yemeden ve su içmeden yürüdüğü günler de olmuş. Havalar soğuk ve karlı olduğu için donma tehlikesi atlatmış zaman zaman. Yolda bazen kurtlar, tilkiler gelmiş peşinden. Allah'ı zikrederek uzaklaştırmış onları. Bazen de ekmeğini paylaşarak... Bir defasında 2 kurtla 24 saat boyunca beraber devam etmiş yola. Dinlenmelerini, şehir merkezlerinde misafir olduğu derneklerde yapmış Senad. Onun dışında yollarda duraklayabilecek yerler olmadığında yürümeye hiç ara vermemiş.

Ülke sınırlarındaysa hiç zorluk çıkartmamışlar ona. Hatta Bulga-ristan'da memurlar, "Helal olsun! Devam et." demişler. Bosna- Hersek medyası ise anbean, Senad'a telefon açarak nerede olduğunu öğrenmiş ve sosyal medyada paylaşmış. Geçtiği şehirlerde pek çok gazeteciye röportaj da vermiş... El-Cezire ve Reuters haber ajansı da onlardan biri. Türkiye sınırına geldiğinde ise çok heyecanlanmış Senad. "Kardeş ülke burası benim için. Savaşta bize çok yardım ettiler." diyor.


[Resim: k73fz.jpg]
Cevapla
Task